gitme_dur Boş Boş Seviyorum Demekle Olmaz; Göstereceksin Sevdiğini, Hissettireceksin. Yapamıyor Musun ! O Zaman Yoldan Çekileceksin... Sende Güzel Bir Söz Ekle
AnasayfaFlash ŞiirlerForumlarDuygusal KliplerGüzel SözlerSohbet GirişiŞiirler Sitede şuan 5 Kalp Atıyor
Sonsuzluk.Net :: Başlığı Görüntüle - SENİ ÖYLE ÖZLEDİM Kİ PUSLU GÖZLÜMM......
Forum Anasayfası  •  Yardım  •  Forumlarda Ara  •  Bilgileriniz  •  Arkadaş Listeniz  •  İstatislikler 

SENİ ÖYLE ÖZLEDİM Kİ PUSLU GÖZLÜMM......

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Sonsuzluk.Net Forum Ana Sayfası -> ŞİİR ve GÜZEL SÖZLER Sayfayı Yazdır
Yazar Mesaj

TILSIM


Yeni



Kayıt: Jun 05, 2009


Mesajlar: 39


Yaş: 35


Cinsiyet:<b>Cinsiyet</b>:Bayan


Teşekkür Etti: 2


Teşekkür Edildi 0


8.50 Rep




Durum: Çevrimdışı




Seviye:5
 
0 / 81
38 / 38
1 / 13



MesajTarih: 11 Ekm Pzr, 2009 11:42 am    Mesaj konusu: SENİ ÖYLE ÖZLEDİM Kİ PUSLU GÖZLÜMM...... Alıntıyla Cevap Ver


Biliyor musun en çok mektuba başlamam gereken hitap şeklinde zorlandım. Bir başlasam sonu gelecekti eminim! Ama sıradan sözcükleri hiç yakıştıramadım sana, yapmacık sözlere konduramadım seni... Sonra sana hiç mektup yazmadığım aklıma geldi, içim burkuldu, canım acıdı... Bu mektubu sana gurbetten yazıyorum; sesine sözüne hasret, yüzüne hasret, sıcağına hasret gönlümle başlıyorum mektubuma. Seni o kadar çok özledim ki; meğer hiç bir kucak seninki kadar sıcak değilmiş, hiçbir acı senin yokluğuna bedel değilmiş. Hiç ama hiçbir hasret senin özlemin kadar yakmazmış içimi. En acısı, herkes toplanıp bir araya gelseler, senin çeyreğin bile edemezmiş. Bilsen ne zor bunları itiraf etmek kendime ve sana... Gurbet bile gururumu söndüremedi. Hâlâ gururlu, şımarık, küçük kızınım. Hayır, hayır yavrunum. 'Ben artık bir genç kızım, başkalarının yanında bana yavrum deme.' derken bile böyle düşünüyordum inan. Şimdi içten bir seslenişine, yavrum! hitabına öyle ihtiyacım var ki... Hatırlıyor musun? İlk yürümeye başladığım anları anlatırken ellerimi bırakmadığın için sana kızdığımı, hırslandığımı ve bir an önce yürümek istediğimi söylerdin. Şimdi sakın bırakma ellerimi, anneciğim. Evimizin yumuşak halıları değil yürüdüğüm yollar, bir düşersem halim yaman. Ellerini, sevgini, duanı, desteğini ve sıcağını hiç esirgeme benden. Hani küçükken en çok kimi seviyorsun diye sıkıştırıp dururdum seni. Ağzından "seni!" cevabını alana kadar bırakmazdım eteklerini... Seni babamdan ve kardeşimden kıskanırdım. Hâlâ büyüyemedim, hem şimdi daha çok kıskanıyorum. İçindeki sevgiyi ve gözlerindeki derin şefkati yalnız benim için sakla... Ama yapamazsın değil mi? Ana yüreği dayanmaz... Senin sevgin hepimize yeter, ana olunca ben de anlarım değil mi? Aslında en çok bu huyunu seviyorum. Adaletini ve yufka yürekliliğini, anne şefkatini... Fakat hâlâ babam işe giderken boşalan yatağını en çok benim hak ettiğimi düşünüyorum. Seni öyle özledim ki!.. Şu bilmem kim tarafından icat edilen telefon bile dindirmiyor içimdeki hasreti. Gurbetin yağmurları, söndürmeye yetmiyor içimde büyüyen ateşi... Beni buralara yollarken, "daha güçlü ol!" diyordun ya, sana kavuşunca öyle bir sarılacağım ki, gücüme şaşacaksın. Sevgimin gücünü sen de anlayacaksın. Yılların yükünü çekmiş, yorgun ama dimdik omuzlarını özledim. Dolaplarımı düzenlerken, eşyalarıma bakıp bakıp ağladığını duyuyorum. Yahut arkadaşlarımla konuşurken gözlerinin dolduğunu... İçim acıyor ama bilsen nasıl seviniyorum. Yokluğuma alışamamış olman, mest ediyor beni... Puslu gözlüm, dert ortağım! İnan içim içimi yiyiyor, ya bitmezse gurbet geceleri, ya geçmezse hasret saatleri, ya vuslat ateşiyle bindiğim mavi tren getirmezse beni... Uzar da yollar kavuşamazsam sana, ya özlem alışkanlık olur da unutursan beni. Ama beni unutmaman için hep dağınık bırakacağım odamı. Söylene söylene toplarken, yine gözyaşların ıslatacak eşyalarımı. Babam yine dalga geçecek, anlatacak bir bir ağladığını. Ya ben... Arkadaşlarım çınlatacak odamın duvarlarını, hep anne kokan ilâhilerle. Güçlü ol demiştin ya, ben de yorganı çekmeden başıma hiç ama hiç ağlamayacağım. Ama sonra, Allah ne verdiyse... Anneciğim! Gözyaşlarım söndüremez içimde yanan ateşi... Çünkü yokluğun, bilmem kaç nufüslu şu kocaman şehirde kendini yapayalnız hissetmek gibi, imkânsız bir şeyi diz çöküp de Yaradan'dan dilemek gibi.. en azaplı günahlardan sonra sızlayan vicdanım gibi... Gül kokulum, puslu gözlüm! Sakın sensiz, sevgisiz ve duasız bırakma beni... Sevgilerle...

(¯`·._.·[Sonsuzluk.Net İmza Alanı]·._.·´¯)


SUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİR
HER LAFA VERECEK CEVABIM VARDIR AMA
BİR LAFA BAKARIM LAFMI DİYE
BİR SÖYLEYE BAKARIM
ADAMMI DİYE
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

sevdanaz


Moderator



Kayıt: Sep 29, 2008


Mesajlar: 258


Yaş: 47


Cinsiyet:<b>Cinsiyet</b>:Bayan


Teşekkür Etti: 3


Teşekkür Edildi 5


54.50 Rep


Nereden: kocaeli



Durum: Çevrimdışı




Seviye:15
 
0 / 488
233 / 233
1 / 35



MesajTarih: 11 Ekm Pzr, 2009 10:28 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver


Sad clapper

(¯`·._.·[Sonsuzluk.Net İmza Alanı]·._.·´¯)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder   Sayfayı Yazdır
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Bu foruma eklenti gönderemezsiniz
Bu forumdan eklenti indiremezsiniz


Powered by phpBB © 2006 phpBB Group

© Tasarım ibrahim Demircan

Resmi Facebook Sayfamıza Girmek İçin Tıklayın

[ Forum Arşivi | Sitemap | Forum PDA | Alt Yapı : Php-Nuke - Belediye Forumu - Teknik Servis Yazılımı ]